Sera gazları, atmosferde birikerek güneşten gelen enerjinin bir kısmını tutar ve yeryüzünün ısınmasına neden olur. Bu olaya sera etkisi denir. Sera etkisi, doğal bir süreç olmasına rağmen, insan faaliyetleri nedeniyle artan sera gazları, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi önemli çevresel sorunlara yol açmaktadır.

Sera etkisi yapan gazlar arasında kükürt ve azot oksitleri gibi bileşenler bulunmaktadır. Bu gazlar, atmosferde su buharı ile birleşerek asit yağmurlarına neden olur. Asit yağmurları, toprak ve su kaynaklarına zarar vererek ekosistemlerin dengesini bozar. Bu zararlı etki, erken dönemde fark edilmiş ve bu gazların salınımı uzun yıllar önce yasaklanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü ve çeşitli ülkelerin hava kalitesini koruma yönetmelikleri ile bu gazların miktarları sınırlandırılmış ve sürekli olarak izlenmektedir. Bu gazların küresel ısınmaya katkısı, toplam miktarlarının daha az olması nedeniyle sınırlıdır.

Sanayi devriminden bu yana, özellikle karbondioksit (CO₂) miktarı hızla artmıştır. Karbondioksit, karbon çevriminin bir parçasıdır ve karbon içeren maddelerin oksijenle yanması veya yükseltgenmesi sonucu atmosfere geçer. Bitkiler, fotosentez yoluyla havadaki karbondioksiti alır ve besin zincirinin bir parçası haline gelirler. Toprak altında kalan canlı kalıntıları, fosil yakıtlar oluşturarak karbon depolar. Ayrıca, yağmur sularında çözünen karbondioksit, sulara karışarak karbonatlı çökeltiler oluşturur.

Güneşten gelen ışınlar, atmosfer tarafından filtrelenerek yeryüzüne ulaşır ve yeryüzünü ısıtır. Yeryüzünden yayılan ısı, atmosfer tarafından tutulur ve bu sayede dünya sıcaklığı dengelenir. Atmosferin ısıyı geçirme ve tutma özelliğine sera etkisi denir.

Başlıca sera gazları şunlardır:

Sera gazlarını azaltmak, daha temiz bir çevrede yaşamak amacıyla önemlidir. Bu amaçla şu önlemler alınmalıdır:

Sera gazlarının azaltılması, sadece çevresel açıdan değil, ekonomik ve sosyal açıdan da büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, bireyler, topluluklar ve hükümetler düzeyinde ortak çabalar gerekmektedir.