| Argon Gazı, sembolü Ar, atom sayısı 18, atom ağırlığı 39,94 olan soy gaz sınıfında yer alan kimyasal bir elementtir. Kuru havada yüzde 0,93 oranında bulunur. Aynı zamanda kuru havada azot ve oksijenden sonra çoğunluk bakımından üçüncü elementtir. Havanın karbondioksit miktarından otuz kat daha fazladır. Argon asal gaz olmasından dolayı kimyasal reaksiyona girmez. Tek atomlu bir gazdır. Argon gazı özelliği renksiz ve kokusuz bir gaz oluşumudur. Doğal argon gazı üç izotopun karışımıdır. Sürekli olarak sıfır değerlerinin içerisinde atomlar halinde bulunur.
Argon gazı, dış kabuğunun elektron dolu olmasından dolayı diğer elementler ile bağ yapmaya karşı oldukça dirençli bir yapıya sahiptir. 1990 tarihinde Milletlerarası sıcaklık ölçümü olayında denge noktası olan sabit sıcaklığı 83,8058 olarak tanımlanmıştır. Bu durumda Nitrojene göre oranla 2,5 kat daha fazla suda çözünürlüğe sahiptir. Argon gazı, oksijen ile benzer özellikleri taşır. Argon gazı varlığından, ilk kez 1785 yılında kimya bilgini olan Henry Cavendish, atmosferdeki azotun arı bir madde olmadığını açıkladı. Yani atmosferin 1/120'sini kapsayan yeni bir gazın ortaya çıkmasını sağladı. 1894'te Lord Rayleigh ve Sir Willam Ramsey'in en ünlü deneyi, bu konuda atmosferdeki azottan 11 litre yeni gaz elde etmeyi başardılar. Kimya bilgini Ramsey de buna argon adını vermiştir. Ayrıca bunun yeni bir element olduğu görüşünü, spektroskopik metotlar sayesinde tespit edilmiştir. Asal gazlar içerisinde ilk keşfedilen bir elementtir. Bundan hemen sonra da kripton, xenon ve neon bulunmuştur.
Argon Gazı Kimyasal Özellikleri Nelerdir?
Argon gazı kokusuz, renksiz, yanıcı olmayan ve patlamayan bir gazdır. Kütle numaraları 36, 38 ve 40'tır. Bunların dışında olan kütle numaraları 33, 35, 37, 39, 41 ve 42 olan altı yapay izotopu vardır. Havanın bileşeni olan argon gazı, halinde tek atomludur. Suyun oksijenle birlikte eşit orandan, azottan 2,5 kez fazla çözünür. Elektron dizilimi 1s2, 2s2, 2p6, 3s2 ve 2p6'dır. Dış elektron kabuğu tümüyle dolu olmasından dolayı kimyasal bakımdan ilgisiz olmasadır. Herhangi bir kimyasal bileşiğine saptanmamıştır. Argon gazı suyla çeşitli bileşimlerde hidratlar ve farklı organik bileşikler dahilinde kafes bileşiklerini oluşturur. Yarılanma süresi hakkında 110 dakika kadar olan radyoaktif Ar-41 izotopu çekirdek reaktörleri ile çevresindeki havada oluşur.
Argon Gazı Kullanım Alanları
Havanın ayrımlı damıtılması ile elde edilen argon gazı, elektrik ampullerinde ve floresan tüplerinde düşük basınçta kullanılır. Neona benzer biçimde ışık veren tüpler içerisine konulur ve mavimsi mor bir ışık verir. Çift cam ünitelerinde iki cam arasına doldurulan argon, ısı yalıtımının artırılması için kullanılır. Bazı özel metallerinde saflaştırılması amaçlı uygulanır. Kaliteli çelik üretiminde gaz kalkanı oluşturabilmek için argon kaynağı olarak kullanılır. Bu da iyonlu odalara ve tanecik sayaçlarına aktarılır. Silisyum ve germanyum kristallerinin büyütülmesinde koruyucu bir atmosfer sağlamak için yararlanılır. Argonun Ar-40 izotopu, potasyumun K-40 izotopu da potasyum içeren minerallerde bulunur. Böylece minerallerin ve meteorların jeolojik yaşları saptanır.
Argon Gazının Sağlık ve Güvenlik Açısından Önemi
Argon gazı, inert yapısı nedeniyle sağlık açısından düşük risk taşır. Yine de yüksek konsantrasyonlarda bulunduğu ortamlarda oksijenin yerini alarak boğulma tehlikesi yaratabilir. Bu nedenle, argon gazı kullanılan alanlarda uygun havalandırma sistemlerinin bulunması önemlidir. Güvenlik önlemlerine dikkat edilerek kullanıldığında, argon gazı endüstriyel ve bilimsel uygulamalarda güvenli bir seçenek olarak karşımıza çıkar.
Sonuç
Argon gazı, kimyasal inertliği, renksiz ve kokusuz yapısı ile endüstriyel ve bilimsel uygulamalarda geniş bir kullanım alanına sahiptir. Elektrik ampullerinden çift cam ünitelerine, çelik üretiminden kristal büyütmeye kadar çeşitli sektörlerde önemli rol oynar. Sağlık ve güvenlik açısından düşük risk taşıyan bu gaz, uygun önlemler alındığında güvenli bir şekilde kullanılabilir. Argon gazının bu özellikleri, onu modern endüstride ve bilimde vazgeçilmez bir element haline getirir.
|
.jpg "Bağırsak Gazı Belirtileri ve Tedavisi")
Dilferah
23 Temmuz 2024 SalıArgon gazının inert yapısı sebebiyle kimyasal reaksiyonlara girmediğini ve bu nedenle çok kullanışlı bir gaz olduğunu duydum. Ancak yüksek konsantrasyonlarda boğulma tehlikesi yaratabileceğinden bahsedilmiş. Bu durum hangi ortamlarda daha fazla risk taşır ve hangi önlemler alınmalıdır?
Cevap yazAdmin
23 Temmuz 2024 SalıMerhaba Dilferah,
Argon gazı, doğru söylediğiniz gibi inert yapısı nedeniyle kimyasal reaksiyonlara girmez ve bu nedenle birçok endüstriyel uygulamada kullanılır. Ancak, yüksek konsantrasyonlarda bulunduğunda oksijenin yerini aldığı için boğulma tehlikesi yaratabilir. Bu durum özellikle kapalı ve iyi havalandırılmayan ortamlarda daha fazla risk taşır. Örneğin, laboratuvarlar, endüstriyel tesisler ya da yeraltı çalışma alanları bu tür risklerin daha yüksek olduğu yerlerdir.
Bu tür riskleri azaltmak için alınabilecek önlemler şunlar olabilir:
1. Havalandırma Sistemleri: Kapalı alanlarda etkili bir havalandırma sistemi kurmak, gazın birikmesini önler.
2. Gaz Dedektörleri: Ortama yerleştirilecek argon ve oksijen dedektörleri, tehlikeli seviyelere ulaşıldığında uyarı verir.
3. Eğitim: Çalışanlara argon gazının tehlikeleri ve acil durum prosedürleri konusunda eğitim verilmesi önemlidir.
4. Kapalı Alan Prosedürleri: Kapalı alanlarda çalışma yaparken belirli prosedürlere uyulması ve güvenlik ekipmanlarının kullanılması gerekir.
Bu önlemler sayesinde argon gazının yarattığı riskleri minimize ederek güvenli bir çalışma ortamı sağlanabilir.
Sevgiler,